top of page
GİRİŞİMSEL VE CERRAHİ İŞLEMLER

BEN (NEVÜS) CERRAHİSİ
Ben cerrahisi, cilt üzerindeki benlerin çıkarılması, incelenmesi ve tedavi edilmesi için kullanılan tıbbi bir prosedürdür. Ben (nevüs) terimi, ciltte bulunan pigment hücrelerinden kaynaklanan, farklı boyutlarda ve renklerdeki lezyonları ifade eder. Çoğu ben, zararsızdır ve cilt kanseri riski taşımadan hayat boyunca sabit kalabilir. Ancak, bazı benler melanoma gibi ciddi cilt kanserlerine neden olabilir.
Ben cerrahisinin temel amacı, potansiyel olarak tehlikeli benleri çıkarmak ve onları patolojik olarak incelemektir. Benler, kişinin cilt kanseri riski açısından değerlendirilmelidir. Bununla birlikte kozmetik olarak görüntüyü bozan benler de etkili bir şekilde çıkartılabilmektedir.
Eksizyonel nevüs cerrahisi prosedürü:
Büyük veya şüpheli benlerin tamamen çıkarılması için kullanılır. Ben cerrahisi genellikle lokal anestezi altında yapılır, bu nedenle hasta işlem sırasında ağrı hissetmez. Daha sonra dikiş atılır ve örnek patolojik inceleme için laboratuvara gönderilir.
Cerrahi işlem sonrasında iyileşme süreci genellikle hızlıdır ve komplikasyonlar nadirdir. Nüks genel olarak beklenmez.
Ben cerrahisinin temel amacı, potansiyel olarak tehlikeli benleri çıkarmak ve onları patolojik olarak incelemektir. Benler, kişinin cilt kanseri riski açısından değerlendirilmelidir. Bununla birlikte kozmetik olarak görüntüyü bozan benler de etkili bir şekilde çıkartılabilmektedir.
Eksizyonel nevüs cerrahisi prosedürü:
Büyük veya şüpheli benlerin tamamen çıkarılması için kullanılır. Ben cerrahisi genellikle lokal anestezi altında yapılır, bu nedenle hasta işlem sırasında ağrı hissetmez. Daha sonra dikiş atılır ve örnek patolojik inceleme için laboratuvara gönderilir.
Cerrahi işlem sonrasında iyileşme süreci genellikle hızlıdır ve komplikasyonlar nadirdir. Nüks genel olarak beklenmez.

KİST BOŞALTMA
Kist boşaltma, vücutta oluşan sıvı dolu keseciklerin (kistlerin) içerisindeki sıvının dışarı alınması işlemidir. Kistler, cilt altında, iç organlarda veya dokularda oluşabilen, genellikle sıvı veya yumuşak malzeme ile dolu keselerdir. Kist boşaltma prosedürü, kistin boyutuna, yerine ve türüne bağlı olarak farklı yöntemlerle gerçekleştirilebilir. Prosedür genellikle kısa sürelidir ve çoğu zaman ağrı minimum düzeydedir. Kendi kendinize kist boşaltmaya çalışmaktan kaçınmalısınız. Bu durum enfeksiyon riskini barındırır ve kistin daha da kötüleşmesine neden olabilir.

TIRNAK ÇEKİMİ/ TIRNAK BATMASI
Tırnak bozukluğu durumlarında ortaya çıkan bir tablodur. Tırnak çekimi, bir tırnağın (tırnak plağı ve tırnak yatağı dahil olmak üzere) tamamen veya kısmen çıkarılması işlemidir.
Tırnak çekimi prosedürü genellikle şu adımları içerir:
Tırnak çekimi işlemi, steril bir ortamda gerçekleştirilir. Tırnağın çıkarılacağı bölge sterilize edilir ve hastanın ağrı duymaması için lokal anestezi uygulanır. Anestezi, tırnak çevresindeki dokuları uyuşturarak işlem sırasında rahatsızlık hissini en aza indirir. Sonrasında tırnak ağrısız bir şekilde çekilir, bu sırada çevrede iltihap veya enfeksiyon varsa bu kısımlarda tedavi edilir. Tırnak batması durumunda sadece batan kısım çekilir ve kökü cerrahi olarak eksize edilir veya kimyasal koterize edilir. Tırnak çekimi işlemi tamamlandıktan sonra, işlem bölgesi son bir kez kontrol edilir ve gerekli ise steril bir pansuman veya bandaj uygulanır. Bu pansuman, bölgenin enfeksiyona karşı korunmasına ve iyileşmeye yardımcı olur.
Tırnak çekimi işlemi genellikle hızlıdır ve çoğu zaman lokal anestezi altında yapılır, bu nedenle hastaların ağrı veya rahatsızlık hissetmesi minimal düzeydedir. İyileşme süreci kişinin tırnağın tamamen veya kısmen çıkarılmasına bağlı olarak değişebilir, ancak genellikle kısa sürelidir.
Tırnak çekimi prosedürü genellikle şu adımları içerir:
Tırnak çekimi işlemi, steril bir ortamda gerçekleştirilir. Tırnağın çıkarılacağı bölge sterilize edilir ve hastanın ağrı duymaması için lokal anestezi uygulanır. Anestezi, tırnak çevresindeki dokuları uyuşturarak işlem sırasında rahatsızlık hissini en aza indirir. Sonrasında tırnak ağrısız bir şekilde çekilir, bu sırada çevrede iltihap veya enfeksiyon varsa bu kısımlarda tedavi edilir. Tırnak batması durumunda sadece batan kısım çekilir ve kökü cerrahi olarak eksize edilir veya kimyasal koterize edilir. Tırnak çekimi işlemi tamamlandıktan sonra, işlem bölgesi son bir kez kontrol edilir ve gerekli ise steril bir pansuman veya bandaj uygulanır. Bu pansuman, bölgenin enfeksiyona karşı korunmasına ve iyileşmeye yardımcı olur.
Tırnak çekimi işlemi genellikle hızlıdır ve çoğu zaman lokal anestezi altında yapılır, bu nedenle hastaların ağrı veya rahatsızlık hissetmesi minimal düzeydedir. İyileşme süreci kişinin tırnağın tamamen veya kısmen çıkarılmasına bağlı olarak değişebilir, ancak genellikle kısa sürelidir.

DERİ BİYOPSİSİ
Deri biyopsisi, ciltteki anormal bölgelerin veya döküntülerin doğru tanısını koymak veya cilt kanseri gibi cilt hastalıklarını teşhis etmek için yapılan bir tıbbi prosedürdür. Bu işlem, cilt üzerindeki şüpheli bölgelerin bir parçasının alınması ve laboratuvar incelemesi için gönderilmesini içerir.
Deri biyopsisi işlemi için yapılan adımlar şu şekildedir:
Hazırlık: Deri biyopsisi işlemi genellikle bir dermatolog veya cerrah tarafından yapılır. İşlem öncesi, hasta ve doktor arasında biyopsi için detaylı bir görüşme yapılır ve hastanın tıbbi geçmişi değerlendirilir. Ayrıca, prosedürün amacı ve nasıl yapılacağı hakkında bilgi verilir.
Anestezi: Deri biyopsisi işlemi genellikle lokal anestezi altında yapılır. Bu, işlem yapılan bölgenin uyuşturulmasını sağlar ve hastanın ağrı veya rahatsızlık hissetmesini önler.
Biyopsi Alma: İşlem bölgesi sterilize edilir ve lokal anestezik enjeksiyon yapıldıktan sonra, şüpheli bölgeden bir örnek alınır. Biyopsi için kullanılan yöntem, şüpheli bölgenin boyutuna ve cilt durumuna bağlı olarak değişebilir.
Kanama kontrolü: Biyopsi alındıktan sonra, kanama kontrol edilir ve gerekiyorsa küçük bir dikiş atılır.
Pansuman ve İyileşme: Biyopsi alanına steril bir bandaj veya pansuman uygulanır. İyileşme süreci genellikle hızlıdır ve ciltte bir iz bırakabilir, ancak iz zamanla solabilir.
Patolojik İnceleme: Alınan biyopsi numunesi laboratuvara gönderilir ve patologlar tarafından incelenir. Patologlar, örnekteki hücreleri inceleyerek tanı koymak veya hastalığın ciddiyetini belirlemek için rapor hazırlar.
En yaygın kullanılan biyopsi yöntemleri şunlardır
İnce iğne aspirasyon biyopsisi: Bir ince iğne ile cilt altından hücre veya sıvı örnekleri alınır.
Eksizyonel biyopsi: Ciltteki şüpheli bölgenin bir parçası tamamen çıkarılır.
Shave biyopsi: Cilt yüzeyinden kesme yöntemiyle şüpheli bölge alınır.
Punch biyopsi: Bir doku kesici ile ciltten yuvarlak bir doku örneği alınır.
Deri biyopsisi genellikle güvenli bir işlemdir. Deri biyopsisinin sonuçlarına göre, hastanın uygun tedavi planı belirlenir ve gerekirse takip eden tedavi süreçleri planlanır.
Deri biyopsisi işlemi için yapılan adımlar şu şekildedir:
Hazırlık: Deri biyopsisi işlemi genellikle bir dermatolog veya cerrah tarafından yapılır. İşlem öncesi, hasta ve doktor arasında biyopsi için detaylı bir görüşme yapılır ve hastanın tıbbi geçmişi değerlendirilir. Ayrıca, prosedürün amacı ve nasıl yapılacağı hakkında bilgi verilir.
Anestezi: Deri biyopsisi işlemi genellikle lokal anestezi altında yapılır. Bu, işlem yapılan bölgenin uyuşturulmasını sağlar ve hastanın ağrı veya rahatsızlık hissetmesini önler.
Biyopsi Alma: İşlem bölgesi sterilize edilir ve lokal anestezik enjeksiyon yapıldıktan sonra, şüpheli bölgeden bir örnek alınır. Biyopsi için kullanılan yöntem, şüpheli bölgenin boyutuna ve cilt durumuna bağlı olarak değişebilir.
Kanama kontrolü: Biyopsi alındıktan sonra, kanama kontrol edilir ve gerekiyorsa küçük bir dikiş atılır.
Pansuman ve İyileşme: Biyopsi alanına steril bir bandaj veya pansuman uygulanır. İyileşme süreci genellikle hızlıdır ve ciltte bir iz bırakabilir, ancak iz zamanla solabilir.
Patolojik İnceleme: Alınan biyopsi numunesi laboratuvara gönderilir ve patologlar tarafından incelenir. Patologlar, örnekteki hücreleri inceleyerek tanı koymak veya hastalığın ciddiyetini belirlemek için rapor hazırlar.
En yaygın kullanılan biyopsi yöntemleri şunlardır
İnce iğne aspirasyon biyopsisi: Bir ince iğne ile cilt altından hücre veya sıvı örnekleri alınır.
Eksizyonel biyopsi: Ciltteki şüpheli bölgenin bir parçası tamamen çıkarılır.
Shave biyopsi: Cilt yüzeyinden kesme yöntemiyle şüpheli bölge alınır.
Punch biyopsi: Bir doku kesici ile ciltten yuvarlak bir doku örneği alınır.
Deri biyopsisi genellikle güvenli bir işlemdir. Deri biyopsisinin sonuçlarına göre, hastanın uygun tedavi planı belirlenir ve gerekirse takip eden tedavi süreçleri planlanır.

ALERJİ (PRİCK) TESTİ
Prick testi, cilt üzerindeki alerjenlere karşı kişinin alerjik reaksiyonunu belirlemek için kullanılan yaygın bir alerji testidir. Bu test, alerjik rinit (saman nezlesi), astım ve atopik egzama gibi alerjik hastalıkların tanısında ve tetikleyici maddelerin belirlenmesinde oldukça etkili bir yöntemdir. Aynı zamanda, besin alerjileri gibi diğer alerjenlere karşı da yapılabilir.
Prick testi genellikle alt ön kol veya sırt gibi temiz ve steril bir alanda yapılır. Test bölgesi üzerindeki cilt temizlenir ve işaretlenir. Testte kullanılacak alerjenler, cilt üzerine damlatılan ve cildin yüzeyine nüfuz edilmesini sağlayan solüsyonlardır. Her alerjen için ayrı bir iğne veya aplike cihazı kullanılır. Alerjenler cilt yüzeyine uygulandıktan kısa bir süre sonra, cilt reaksiyonları izlenir. Eğer kişi alerjik ise, alerjenlere maruz kaldığında bağışıklık sistemi hızla tepki verir ve ciltte kızarıklık, kabarıklık ve kaşıntı gibi belirtiler ortaya çıkar. Prick testi sonucunda alerjenlere karşı cilt reaksiyonu ölçülür ve birkaç dakika içinde sonuçlar elde edilir. Tepkiler, sıfırdan 4+ seviyesine kadar derecelendirilebilir, bu da reaksiyonun şiddetini gösterir.
Prick testi genellikle alt ön kol veya sırt gibi temiz ve steril bir alanda yapılır. Test bölgesi üzerindeki cilt temizlenir ve işaretlenir. Testte kullanılacak alerjenler, cilt üzerine damlatılan ve cildin yüzeyine nüfuz edilmesini sağlayan solüsyonlardır. Her alerjen için ayrı bir iğne veya aplike cihazı kullanılır. Alerjenler cilt yüzeyine uygulandıktan kısa bir süre sonra, cilt reaksiyonları izlenir. Eğer kişi alerjik ise, alerjenlere maruz kaldığında bağışıklık sistemi hızla tepki verir ve ciltte kızarıklık, kabarıklık ve kaşıntı gibi belirtiler ortaya çıkar. Prick testi sonucunda alerjenlere karşı cilt reaksiyonu ölçülür ve birkaç dakika içinde sonuçlar elde edilir. Tepkiler, sıfırdan 4+ seviyesine kadar derecelendirilebilir, bu da reaksiyonun şiddetini gösterir.

SAÇKIRAN (ALOPESİ AREATA) İĞNE TEDAVİSİ
Saçkıran (Alopesi Areata), saç ve vücut kıllarının bağışıklık sistemi tarafından saldırıya uğraması sonucu dökülmesine neden olan otoimmün bir cilt hastalığıdır. Deriçi enjeksiyon tedavisi, saçkıranın tedavisinde kullanılan bir yöntemdir ve saçların yeniden büyümesini teşvik etmek amacıyla uygulanır.
Deriçi enjeksiyon tedavisi şu şekilde gerçekleştirilir:
Hazırlık: Tedaviye başlamadan önce hastanın durumu değerlendirilir ve saçkıranın yaygınlığını, şiddetini ve süresini belirlenir. Bu değerlendirme, tedavinin türünü ve dozunu belirlemeye yardımcı olur.
Enjeksiyon Uygulaması: Deriçi enjeksiyon tedavisi, şüpheli saçkıran bölgelerine ilaç enjeksiyonu yapılmasıyla gerçekleştirilir. Bu enjeksiyon tedavisi çeşitli mezoterapi solüsyonları ile karıştırılarak gerçekleştirilebilir.
Enjeksiyon Tekniği: Saçkıranın tedavisinde, ilaçlar cildin dökülmüş kısmına, saçların köklerine ve etrafına enjekte edilir. Bu, bağışıklık sisteminin saldırısını hafifletmek ve saç köklerinin yeniden büyümesini sağlamak için yapılır.
Tedavi Süreci: Ciltiçi enjeksiyon tedavisi, genellikle düzenli aralıklarla tekrarlanan bir dizi enjeksiyon içerir. Tedavi süresi ve sıklığı, saçkıranın şiddetine ve yaygınlığına bağlı olarak değişebilir.
Deriçi enjeksiyon tedavisi şu şekilde gerçekleştirilir:
Hazırlık: Tedaviye başlamadan önce hastanın durumu değerlendirilir ve saçkıranın yaygınlığını, şiddetini ve süresini belirlenir. Bu değerlendirme, tedavinin türünü ve dozunu belirlemeye yardımcı olur.
Enjeksiyon Uygulaması: Deriçi enjeksiyon tedavisi, şüpheli saçkıran bölgelerine ilaç enjeksiyonu yapılmasıyla gerçekleştirilir. Bu enjeksiyon tedavisi çeşitli mezoterapi solüsyonları ile karıştırılarak gerçekleştirilebilir.
Enjeksiyon Tekniği: Saçkıranın tedavisinde, ilaçlar cildin dökülmüş kısmına, saçların köklerine ve etrafına enjekte edilir. Bu, bağışıklık sisteminin saldırısını hafifletmek ve saç köklerinin yeniden büyümesini sağlamak için yapılır.
Tedavi Süreci: Ciltiçi enjeksiyon tedavisi, genellikle düzenli aralıklarla tekrarlanan bir dizi enjeksiyon içerir. Tedavi süresi ve sıklığı, saçkıranın şiddetine ve yaygınlığına bağlı olarak değişebilir.

KRİYOTERAPİ (siğil, nasır, keloid vb)
Kriyoterapi, düşük sıcaklıklarda (genellikle sıvı nitrojenle) dokuların dondurularak tedavi edilmesi işlemidir. Bu yöntem, siğil, nasır ve keloid gibi bazı cilt lezyonlarının tedavisinde yaygın olarak kullanılır. Kriyoterapi, lezyonun hücrelerini dondurarak ve ölmesine neden olarak vücut tarafından onarılmasını ve iyileşmesini sağlar.
Siğil tedavisinde kriyoterapi:
Siğil, HPV (Human Papillomavirus) virüsünün neden olduğu cilt enfeksiyonu sonucu oluşan küçük bir doku büyümesidir. Kriyoterapi, siğilin üst kısmındaki doku hücrelerini dondurarak onların ölmesini sağlar.
Kriyoterapi uygulaması sıvı nitrojen veya başka bir soğutma ajanı içeren özel bir aplikatör kullanılarak yapılır. Aplikatör, siğilin üzerine doğrudan uygulanır ve dondurma işlemi birkaç saniye sürebilir.
Kriyoterapi uygulandıktan sonra, siğil bölgesi kızarır, şişebilir ve ağrıya neden olabilir. Dondurulmuş siğil zamanla düşer veya dökülür ve yeni, sağlıklı cilt altından büyümeye başlar.
Nasır tedavisinde kriyoterapi:
Nasırlar, cildin sürtünmeye maruz kalan bölgelerinde sıkışmış cilt hücreleri sonucu oluşan sert ve kalın doku büyümeleridir. Kriyoterapi, nasırın üstündeki sert dokuyu dondurarak onun ölmesine ve düşmesine katkı sağlar. Bununla birlikte kronik travmanın neden olduğu nasır tedavilerinde kriyoterapi özellikle ağrı azaltma noktasında etkili olur.
Keloid tedavisinde kriyoterapi:
Keloidler, bir yaranın iyileşmesi sırasında aşırı miktarda kollajen üretilerek oluşan abartılı doku büyümeleridir. Kriyoterapi, keloidin üstündeki abartılı doku hücrelerini dondurarak onların ölmesine ve azalmasına yardımcı olabilir.
Kriyoterapi, siğil, nasır ve keloid tedavisi için etkili bir yöntem olabilir, ancak her bireyin durumu farklıdır ve tedaviye yanıt kişisel olarak değişebilir. Genellikle seanslar halinde gerçekleştirilen bir işlemdir. Uygulanan kriyoterapi işlemi sonrasında ciltte hafif yan etkiler (kızarıklık, şişlik, hafif ağrı) görülebilir, ancak genellikle kısa süre içinde düzelir.
Siğil tedavisinde kriyoterapi:
Siğil, HPV (Human Papillomavirus) virüsünün neden olduğu cilt enfeksiyonu sonucu oluşan küçük bir doku büyümesidir. Kriyoterapi, siğilin üst kısmındaki doku hücrelerini dondurarak onların ölmesini sağlar.
Kriyoterapi uygulaması sıvı nitrojen veya başka bir soğutma ajanı içeren özel bir aplikatör kullanılarak yapılır. Aplikatör, siğilin üzerine doğrudan uygulanır ve dondurma işlemi birkaç saniye sürebilir.
Kriyoterapi uygulandıktan sonra, siğil bölgesi kızarır, şişebilir ve ağrıya neden olabilir. Dondurulmuş siğil zamanla düşer veya dökülür ve yeni, sağlıklı cilt altından büyümeye başlar.
Nasır tedavisinde kriyoterapi:
Nasırlar, cildin sürtünmeye maruz kalan bölgelerinde sıkışmış cilt hücreleri sonucu oluşan sert ve kalın doku büyümeleridir. Kriyoterapi, nasırın üstündeki sert dokuyu dondurarak onun ölmesine ve düşmesine katkı sağlar. Bununla birlikte kronik travmanın neden olduğu nasır tedavilerinde kriyoterapi özellikle ağrı azaltma noktasında etkili olur.
Keloid tedavisinde kriyoterapi:
Keloidler, bir yaranın iyileşmesi sırasında aşırı miktarda kollajen üretilerek oluşan abartılı doku büyümeleridir. Kriyoterapi, keloidin üstündeki abartılı doku hücrelerini dondurarak onların ölmesine ve azalmasına yardımcı olabilir.
Kriyoterapi, siğil, nasır ve keloid tedavisi için etkili bir yöntem olabilir, ancak her bireyin durumu farklıdır ve tedaviye yanıt kişisel olarak değişebilir. Genellikle seanslar halinde gerçekleştirilen bir işlemdir. Uygulanan kriyoterapi işlemi sonrasında ciltte hafif yan etkiler (kızarıklık, şişlik, hafif ağrı) görülebilir, ancak genellikle kısa süre içinde düzelir.
bottom of page